Bundan önceki yazımda, PISA 2009, Bilişim Teknolojileri (ICT) konusundaki rapordan alıntılar yapmış ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Temel Eğitim Okullarında (4-8 sınıfları) okutulan Bilişim Teknolojileri 1-8 programının seçmeli hale getirilmesi, kredisinin sıfırlanması ve ders saatinin haftada bire indirilmesinin sonuçlarının ne kadar öngörülü (uzgörülü) olduğunu rapordan aldığım sayılarla anlatmıştım. Yukarıdaki haberde de bu öngörünün ne kadar doğru olduğu konusundaki bulgular tekrarlanmış. :-) Ne diyelim, ülkemizi ve geleceğimizi bu kadar düşünen uzmanlarımız olduğu sürece daha çok bu tür raporlar yazar sonuçlarına hep birlikte katlanırız. Bu değişimi gerçekleştiren herkese minnet duygularımı bir kez daha tekrar etmek isterim.
Saygılarımla,
M. Yaşar Özden
20/10/2011
Perşembe, Ekim 20, 2011
Pazar, Temmuz 31, 2011
PISA, ICT 2009 Sonuçları Üzerine Görüşler... !
merhaba:
2009 yılında yapılan PISA sınavının ICT (Bilgi ve İletişim Teknolojileri) konusundaki sonuçlarına 2011 yılınının haziran ayında yayınlanacağı duyurulmuştu ve bu konudaki rapora
OECD (2011), PISA 2009 Results: Students on Line: Digital Technologies and Performance (Volume VI) adresinden erişilebilmektedir. Bu raporun olası sonuçlarına bundan önce yazdığım birçok yazıda vurgu yapmış ve Milli Eğitim Bakanlığının TE 1-8 seviyesindeki okulların programlarında yer alan Bilişim Teknolojileri 1-8 dersini seçmeli hale getirmesini, ders saat sayısını bire düşürmesini ve kredisiz hale getirmesini eleştirmiştim. Bu derslerin kaldırılmasının alanyazına "Sayısal Yarılma (Digital Divide)" olarak geçen kavramın artık ikinci aşamaya geldiğini (9 Ağustos 2009'da yazdığım yazı) birinci aşamadaki bilişim teknolojileri kullanımına olanak sağlayan araçlara sahip olmanın artık yetmeyeceğini bunun yerine artık bunları nasıl kullanarak üretici olunabileceğinin önemli olduğunu (İkinci yarılma) vurgulamıştım. 2009 yılında yaptığım bu vurgu yeni 2011 haziran ayında açıklanan PISA, ICT raporunun 144. sayfasında;
--------------------------------------------------------
da aynı şekilde vurgulanmaktadır. Kısacası, okullara sadece teknolojik araç-gereçleri doldurmak yeterli olmamaktadır denmektedir. Tam bu noktada; TE 1-8 "Bilişim Teknolojileri" derslerinin zorunlu olmasının önemsiz olduğunu ileri sürenler, bu dersin kapsamında edinilen bilgi ve becerilerin artık öğrenciler tarafından kendi kendilerine kazanıldığını dolayısıyla bu derse gerek olmadığını ileri sürmektektedirler. Fakat, rapor dikkatle incelendiğinde durumun hiçte bu uzgörüsü müthiş arkadaşların söylediği gibi olmadığı ortaya çıkıyor. Raporun tamamı bizim ülkemiz için dersler içermekte ama ben sadece daha önce değişik defalar gündeme getirdiğim "Bilgi ve İletişim Teknolojileri" dersi çerçevesinde örnekler vermekle yetineceğim;
Raporda (Sayfa 170) Şekil VI.5.26'da beş başlıkta (Dijital resim işleme, veri tabanı oluşturma, hesap tablosu kullanarak grafik oluşturma, sunum oluşturma ve ses, görüntü ve resim içeren çoklu ortam materyali hazırlama) OECD ortalamalarını yüzde olarak verilmektedir. Dijital resim konusunda ben kendi kendime yeterim diyenler %61 olurken, veri tabanı oluşturabilirim diyenler oranı %27, çoklu ortam materyali hazırlayabilirim diyenler %54, sunum hazırlayabilirim diyenler %71 ve hesap tablosu kullanarak grafik üretebilirim diyenlerin ortalaması %52 olmuş. Bu oranları aklımızda tutup bu sınava katılan öğrencilerimizin durumuna baktığımızda; Çoklu ortam üretebilirim diyenlerin durumunu diğer ülklerle kıyasladığımız zaman;
Aynı şeklide, hesap tablosu kullanarak grafik oluşturma ortalamalarına baktığımızda;
gene OECD ülke ortalamalarının altında kaldığımız açıkca görülmektedir. yıllar olarak bu becerilerdeki gelişmelere baktığımızda (2003 ve 2009'daki durumları);
2003 ve 2009 yıllarındaki hesap tablosu kullanımı, sunum hazırlama ve çoklu ortam materyali hazırlamada bizim öğrencilerimizde gelişme görülsede hala OECD ülke ortalmalarının altında kaldığımız açıkca görülmektedir. Tam bu nokta da 2012 yılında yapılacak olan PISA ICT değerlendirmelerinde durumumuzun daha da kötüye gideceğini söylemek için falcı olmaya gerek yoktur (bu cümleyi daha önce 2009 için kullanmış ve umarım yanılırım demiştim ama şimdi daha kesin olarak söyleyebilirim çünkü 2009 PISA-ICT sonuçları o varsayımımı ispatlamış durumda). 2006 yılında programını yapmış olduğumuz Bilgi ve İletişim Teknolojileri 1-8 dersi aynı yıl ani bir kararla seçmeli hale getirildi, kredisi sıfırlandı, ve haftada bir saate sınırlandı. Rapordaki sonuçlar bu yapılanların ne kadar doğru olduğunu hepimize göstermiş oluyor. 2012'yi beklemeden hemen bu yanlıştan dönmekte büyük bir fayda bulunduğunu artık anlamalıyız. Bilgi ve İletişim teknolojileri dersini zorunlu hale getirip, dersi alan uzmanı olan Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü mezunu öğretmenlere teslim etmeliyiz. Değilse, 2012 yılında ben buradayım gene raporu okur ve sonuçlarını sizlerle paylaşırım :-)
saygılarımla
M. Yaşar Özden
2009 yılında yapılan PISA sınavının ICT (Bilgi ve İletişim Teknolojileri) konusundaki sonuçlarına 2011 yılınının haziran ayında yayınlanacağı duyurulmuştu ve bu konudaki rapora
OECD (2011), PISA 2009 Results: Students on Line: Digital Technologies and Performance (Volume VI) adresinden erişilebilmektedir. Bu raporun olası sonuçlarına bundan önce yazdığım birçok yazıda vurgu yapmış ve Milli Eğitim Bakanlığının TE 1-8 seviyesindeki okulların programlarında yer alan Bilişim Teknolojileri 1-8 dersini seçmeli hale getirmesini, ders saat sayısını bire düşürmesini ve kredisiz hale getirmesini eleştirmiştim. Bu derslerin kaldırılmasının alanyazına "Sayısal Yarılma (Digital Divide)" olarak geçen kavramın artık ikinci aşamaya geldiğini (9 Ağustos 2009'da yazdığım yazı) birinci aşamadaki bilişim teknolojileri kullanımına olanak sağlayan araçlara sahip olmanın artık yetmeyeceğini bunun yerine artık bunları nasıl kullanarak üretici olunabileceğinin önemli olduğunu (İkinci yarılma) vurgulamıştım. 2009 yılında yaptığım bu vurgu yeni 2011 haziran ayında açıklanan PISA, ICT raporunun 144. sayfasında;
--------------------------------------------------------
.....The digital divide is no longer only about having physical access to a computer and the Internet at home and at school. While it is still true that students without or with only limited access to ICT at home and at school will not reap the same benefits as those with unrestricted access, a second digital divide is emerging between those who have the skills to benefit from ICT use and those who do not. Understanding how and where students use ICT, and their attitudes towards and confidence in using them, is essential for assessing the extent to which students are being prepared for full participation in the knowledge-based economy......
----------------------------------------------------------da aynı şekilde vurgulanmaktadır. Kısacası, okullara sadece teknolojik araç-gereçleri doldurmak yeterli olmamaktadır denmektedir. Tam bu noktada; TE 1-8 "Bilişim Teknolojileri" derslerinin zorunlu olmasının önemsiz olduğunu ileri sürenler, bu dersin kapsamında edinilen bilgi ve becerilerin artık öğrenciler tarafından kendi kendilerine kazanıldığını dolayısıyla bu derse gerek olmadığını ileri sürmektektedirler. Fakat, rapor dikkatle incelendiğinde durumun hiçte bu uzgörüsü müthiş arkadaşların söylediği gibi olmadığı ortaya çıkıyor. Raporun tamamı bizim ülkemiz için dersler içermekte ama ben sadece daha önce değişik defalar gündeme getirdiğim "Bilgi ve İletişim Teknolojileri" dersi çerçevesinde örnekler vermekle yetineceğim;
Raporda (Sayfa 170) Şekil VI.5.26'da beş başlıkta (Dijital resim işleme, veri tabanı oluşturma, hesap tablosu kullanarak grafik oluşturma, sunum oluşturma ve ses, görüntü ve resim içeren çoklu ortam materyali hazırlama) OECD ortalamalarını yüzde olarak verilmektedir. Dijital resim konusunda ben kendi kendime yeterim diyenler %61 olurken, veri tabanı oluşturabilirim diyenler oranı %27, çoklu ortam materyali hazırlayabilirim diyenler %54, sunum hazırlayabilirim diyenler %71 ve hesap tablosu kullanarak grafik üretebilirim diyenlerin ortalaması %52 olmuş. Bu oranları aklımızda tutup bu sınava katılan öğrencilerimizin durumuna baktığımızda; Çoklu ortam üretebilirim diyenlerin durumunu diğer ülklerle kıyasladığımız zaman;
Aynı şeklide, hesap tablosu kullanarak grafik oluşturma ortalamalarına baktığımızda;
gene OECD ülke ortalamalarının altında kaldığımız açıkca görülmektedir. yıllar olarak bu becerilerdeki gelişmelere baktığımızda (2003 ve 2009'daki durumları);
2003 ve 2009 yıllarındaki hesap tablosu kullanımı, sunum hazırlama ve çoklu ortam materyali hazırlamada bizim öğrencilerimizde gelişme görülsede hala OECD ülke ortalmalarının altında kaldığımız açıkca görülmektedir. Tam bu nokta da 2012 yılında yapılacak olan PISA ICT değerlendirmelerinde durumumuzun daha da kötüye gideceğini söylemek için falcı olmaya gerek yoktur (bu cümleyi daha önce 2009 için kullanmış ve umarım yanılırım demiştim ama şimdi daha kesin olarak söyleyebilirim çünkü 2009 PISA-ICT sonuçları o varsayımımı ispatlamış durumda). 2006 yılında programını yapmış olduğumuz Bilgi ve İletişim Teknolojileri 1-8 dersi aynı yıl ani bir kararla seçmeli hale getirildi, kredisi sıfırlandı, ve haftada bir saate sınırlandı. Rapordaki sonuçlar bu yapılanların ne kadar doğru olduğunu hepimize göstermiş oluyor. 2012'yi beklemeden hemen bu yanlıştan dönmekte büyük bir fayda bulunduğunu artık anlamalıyız. Bilgi ve İletişim teknolojileri dersini zorunlu hale getirip, dersi alan uzmanı olan Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü mezunu öğretmenlere teslim etmeliyiz. Değilse, 2012 yılında ben buradayım gene raporu okur ve sonuçlarını sizlerle paylaşırım :-)
saygılarımla
M. Yaşar Özden
Çarşamba, Haziran 08, 2011
TIMSS (Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması) 2007
merhaba:
1 Mayıs 2011 tarihinde yazdığım "PISA (Programme for International Student Assessment) 2009 ICT Sonuçları" başlıklı yazımda uluslararası olarak yapılan bu sınavlarda ICT (Information and Communication Technologies) (Bilişim Teknolojileri) konusunda yapılacak kıyaslamalarda eğer şimdiki anlayış devam edecek olursa durumun hiçte iç açıcı olmayacağını söylemiştim. Öncelikle, anlayışın ne olduğu söyleyerek başlayayım, Milli Eğitim Bakanlığı 2006 yılında geliştirilen "Bilişim Teknolojileri" 1-8 sınıflar programını hiç uygulamdan, önce 4-8 sınıflarla sınırladı daha sonra her ne hikmetse dersin kredisini sıfırladı, haftada bir saate indirdi ve seçmeli hale getirdi. Gerekçe olarak da öğrencilerin artık bilgisayarı kendi kendilerine öğrendiklerini bunun için bir ders almalarına gerek olmadığını söylediler ve okullarda görev yapan Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölümü (BÖTEB) mezunu öğretmenleri asıl görevleri dışında (Bilişim Teknolojilerinin üst düzeyde öğrenilmesine yardımcı olmak) kullanmaya başladılar, başka okullara ihtiyaç fazlası olarak gönderdiler. Bunun bir bedeli olmalıydı, 1 mayıs 2011'de yazdığım yazıda PISA, ICT sonuçlarını bekleyelim görelim derken, geçen hafta sonu ODTÜ, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü ile Milli Eğitim Bakanlığı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesinin ortaklaşa düzenledikleri bir sempozyumda SBS ve TIMSS 2007 sınav sonuçları tartışılırken kısaca bilgisayar ve Internet kullanımının Fen ve Matematik başarısı üzerine olan etkilerini görünce öğrencilerimize ne kadar büyük bir kötülük yapıldığını bir kez daha anlamış olduk. Sunulan rapor, Mehmet Şişman, M. Bahaddin Acat, Ahmet Aypay ve Engin Karadağ tarafından hazırlanmış. Başlığı "TIMSS 2007 Ulusal Matemtik ve Fen Raporu: 8. Sınıflar" bütün rapor okununca ülke çapında ekonımik durumu yerinde olanlarla (%5) ekonomik durumu iyi olmayanlar arasında eğitime erişim olarak bakıldığında büyük bir farklılığın olduğu ortaya çıkıyor. 8. sınıf çocukların eğitimi eşit olarak paylaşmaları ise bir hayal. Bilişim Teknolojileri konusuna gelince daha önceki yıllarda Bilişim Teknolojileri dersi sayesinde öğrenci başına kullanımın 45 dakika olduğu düşünüldüğünde sonuçlar çok şaşırtıcı değil. 2007 yılından sonra bu durumun daha da bozulduğu hatta Fatih projesiyle "Bilişim Teknolojileri Laboratuvarlarının" dağıtıldığı dünüldüğünde TIMSS 2007'den sonraki yılların ICT souçları yüzümüzün kızarmasına neden olacaktır diye düşünüyorum. Nereden bildiğime gelince :-) raporun 104. sayfasında "Evde Bilgisayar ve Internet Bağlantısının Bulunması Açısından Matematik Başarısının Karşılaştırılması" başlığı altında;
denilmekte ve öğrenci açısından "bilgisayar ve Internet kullanımının" ne kadar önemli olduğu puan olarak gözler önüne serilmektedir. Raporun 106. sayfasında ise "Öğrencilerin Evde ve Okulda Bilgisayar Kullanımı Açısından Matematik Başarılarının Karşılaştırılması" başlığı altında;
ile Raporun 278. sayfasında ise "Öğrencilerin Evde ve Okulda Bilgisayar Kullanımı Açısından Fen Başarılarının Karşılaştırılması" başlığı altında;
denilmektedir. Ne diyeyim; "Doğru söze ne denir". Umarım PISA sınavının bu ay içine açıklanacak ICT sonuçları bunlardan farklı olsun ve birlikte sevinelim!
Çocuklarımızın geleceği konusunda bu tür kritik kararlar alınırken, "Daktilonun öğretmeni mi? var ki, ya da daktilo öğretmek için ders mi? açıyoruz (ama bilgisayarın hem mühendisliği ve hemde bilimi olduğunu unutarak) gibi hafif benzetmelerle müfredattan "Bilişim Teknolojileri" dersini kaldıranların bu sonuçlara bakarak nelere neden olduklarını düşünmelerinde fayda olduğu kanısındayım.
saygılarımla,
8/6/2011
M. Yaşar Özden
1 Mayıs 2011 tarihinde yazdığım "PISA (Programme for International Student Assessment) 2009 ICT Sonuçları" başlıklı yazımda uluslararası olarak yapılan bu sınavlarda ICT (Information and Communication Technologies) (Bilişim Teknolojileri) konusunda yapılacak kıyaslamalarda eğer şimdiki anlayış devam edecek olursa durumun hiçte iç açıcı olmayacağını söylemiştim. Öncelikle, anlayışın ne olduğu söyleyerek başlayayım, Milli Eğitim Bakanlığı 2006 yılında geliştirilen "Bilişim Teknolojileri" 1-8 sınıflar programını hiç uygulamdan, önce 4-8 sınıflarla sınırladı daha sonra her ne hikmetse dersin kredisini sıfırladı, haftada bir saate indirdi ve seçmeli hale getirdi. Gerekçe olarak da öğrencilerin artık bilgisayarı kendi kendilerine öğrendiklerini bunun için bir ders almalarına gerek olmadığını söylediler ve okullarda görev yapan Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölümü (BÖTEB) mezunu öğretmenleri asıl görevleri dışında (Bilişim Teknolojilerinin üst düzeyde öğrenilmesine yardımcı olmak) kullanmaya başladılar, başka okullara ihtiyaç fazlası olarak gönderdiler. Bunun bir bedeli olmalıydı, 1 mayıs 2011'de yazdığım yazıda PISA, ICT sonuçlarını bekleyelim görelim derken, geçen hafta sonu ODTÜ, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü ile Milli Eğitim Bakanlığı Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesinin ortaklaşa düzenledikleri bir sempozyumda SBS ve TIMSS 2007 sınav sonuçları tartışılırken kısaca bilgisayar ve Internet kullanımının Fen ve Matematik başarısı üzerine olan etkilerini görünce öğrencilerimize ne kadar büyük bir kötülük yapıldığını bir kez daha anlamış olduk. Sunulan rapor, Mehmet Şişman, M. Bahaddin Acat, Ahmet Aypay ve Engin Karadağ tarafından hazırlanmış. Başlığı "TIMSS 2007 Ulusal Matemtik ve Fen Raporu: 8. Sınıflar" bütün rapor okununca ülke çapında ekonımik durumu yerinde olanlarla (%5) ekonomik durumu iyi olmayanlar arasında eğitime erişim olarak bakıldığında büyük bir farklılığın olduğu ortaya çıkıyor. 8. sınıf çocukların eğitimi eşit olarak paylaşmaları ise bir hayal. Bilişim Teknolojileri konusuna gelince daha önceki yıllarda Bilişim Teknolojileri dersi sayesinde öğrenci başına kullanımın 45 dakika olduğu düşünüldüğünde sonuçlar çok şaşırtıcı değil. 2007 yılından sonra bu durumun daha da bozulduğu hatta Fatih projesiyle "Bilişim Teknolojileri Laboratuvarlarının" dağıtıldığı dünüldüğünde TIMSS 2007'den sonraki yılların ICT souçları yüzümüzün kızarmasına neden olacaktır diye düşünüyorum. Nereden bildiğime gelince :-) raporun 104. sayfasında "Evde Bilgisayar ve Internet Bağlantısının Bulunması Açısından Matematik Başarısının Karşılaştırılması" başlığı altında;
denilmekte ve öğrenci açısından "bilgisayar ve Internet kullanımının" ne kadar önemli olduğu puan olarak gözler önüne serilmektedir. Raporun 106. sayfasında ise "Öğrencilerin Evde ve Okulda Bilgisayar Kullanımı Açısından Matematik Başarılarının Karşılaştırılması" başlığı altında;
bir önceki başlıktaki sahip olmaya ek olarak bu teknolojileri kullanma konusunda da önemli bilgiler verilmektedir. En çarpıcı nokta öğrencilerin % 46'sının bu teknolojileri sadece okulda kullanabilmeleri. Yani okullardaki "Bilişim Teknolojileri/Bilgisayar Laboratuvarlarını" kaldırmakla ne kadar hayırlı bir karar verdiğimiz bu raporla da teyid edilmiş oluyor :-). Kara mizah bir yana, hemen bu uygulamlardan vazgeçilip öğrencilere bu şans tekrar verilmeli ve o mekanlarda öğrencilere destek olmak üzere eğitim/öğretim gören BÖTEB mezunları görevlerinin başına dönmelidirler.
Matematikteki durum aynen Fen başarısında da teyid edilmiş görünüyor şöyle ki; 276. sayfadaki "Evde Bilgisayar ve Internet Bağlantısının Bulunması Açısından Fen Başarısının Karşılaştırılması"
ile Raporun 278. sayfasında ise "Öğrencilerin Evde ve Okulda Bilgisayar Kullanımı Açısından Fen Başarılarının Karşılaştırılması" başlığı altında;
denilmektedir. Ne diyeyim; "Doğru söze ne denir". Umarım PISA sınavının bu ay içine açıklanacak ICT sonuçları bunlardan farklı olsun ve birlikte sevinelim!
Çocuklarımızın geleceği konusunda bu tür kritik kararlar alınırken, "Daktilonun öğretmeni mi? var ki, ya da daktilo öğretmek için ders mi? açıyoruz (ama bilgisayarın hem mühendisliği ve hemde bilimi olduğunu unutarak) gibi hafif benzetmelerle müfredattan "Bilişim Teknolojileri" dersini kaldıranların bu sonuçlara bakarak nelere neden olduklarını düşünmelerinde fayda olduğu kanısındayım.
saygılarımla,
8/6/2011
M. Yaşar Özden
Salı, Mayıs 03, 2011
Bilişim Teknolojileri için de çılgın projeler bekleniyor ???
merhaba:
başlığı bugün aldığım bir mailden aldım. BT Haberin bu sayısında aşağıdaki makaleyi okumaya başlayınca gene aynı şeyleri hatırlamaya başladım. Temel eğitim seviyesindeki öğrencilerimize ileride çok fazla kullanmayacakları ya da bütün hayatları boyunca sürekli olarak kullanmayacakları bilgi ve becerileri kazanmaları için saatler/haftalar/aylar/yıllar boyu dersler verirken Bilgi ve İletişim Teknolojileri konusundaki dersleri müfredattan kaldırarak aşağıdaki projleri yapacak insanları nereden bulacağız? Yazının bir bölümü aşağıda;
l Sabit ve mobil iletişim ve genişbant erişimi
l Fiber altyapı
l Bilişim Vadisi
l Yerli bilişim ürünleri
l e-Ticaret
l e-Dönüşüm
l e- Devlet
l Kağıtsız kamu hizmeti ve e-devlet
l Bilgisayar okuryazarlığı
l Siber güvenlik ve siber tehdit
l Karasal sayısal TV yayıncılığı
l Acil durum haberleşme sistemi
l Yerli cep telefonu üretimi
l Çağrı merkezleri ve veri merkezleri
l Yerli uydu yapımı
l Ar-Ge destekleri.
CHP tarafından değinilen başlıklar
l Jenerik teknolojiler
l Ar-Ge ve inovasyon
l Üniversite – sanayi işbirliği
l Teknokentler
l Yazılım
l Genişbant
l Yasal değişiklikler
l Avrupa’nın bilişim ve
yazılım üssü
l Bilişim reformu
l e-Devlet
l Veri paylaşımı
l Telif hakları
l Dezavantajlı kesimlere ücretsiz internet
l Bilgi ve İletişim Teknolojileri Bakanlığı.
MHP tarafından değinilen başlıklar
l Bilime önem verilmesi
l Ar-Ge
l Bilgi toplumu
l Milli Yenilik Sistemi
l ATAM
l Sosyal bilimler
l Ucuz hızlı haberleşme
l Sayısal yayıncılık
l e-Yaşam
l Bilişim Vadisi
l Bilim, Teknoloji ve İletişim Bakanlığı
l e-Devlet.
-------------------------------------------------
büyük bir ihtimalle diğer partilerin de bunlara benzer hedefleri/düşünceleri/planları vardır. Ülkemizde hayal ticareti serbest piyasa koşullarına uygun? olarak oluşmadığı, kontrol edilmediği için herkes korkusuzca hayal ticareti yapabiliyor. Yukarıdaki hedeflere ulaşmanın temel koşulu Bilişim Teknolojileri konusunda yetişmiş insan gücünden geçmektedir. Bu konuda iddialı olan mucize ülkelere bakıldığında bu işi şansa bırakmadıkları kolayca görülebilir. Biz ise, bu işi öğrenciler kendi kendilerine öğrenebilir diyerek tamamen şansa bırakmış durumdayız. Ne diyeyim, bu yolla başarılı olursak bu gerçekten Türk mucizesi olarak alan yazında müstesna yerini alacaktır.
saygılarımla,
M. Yaşar Özden
başlığı bugün aldığım bir mailden aldım. BT Haberin bu sayısında aşağıdaki makaleyi okumaya başlayınca gene aynı şeyleri hatırlamaya başladım. Temel eğitim seviyesindeki öğrencilerimize ileride çok fazla kullanmayacakları ya da bütün hayatları boyunca sürekli olarak kullanmayacakları bilgi ve becerileri kazanmaları için saatler/haftalar/aylar/yıllar boyu dersler verirken Bilgi ve İletişim Teknolojileri konusundaki dersleri müfredattan kaldırarak aşağıdaki projleri yapacak insanları nereden bulacağız? Yazının bir bölümü aşağıda;
Bilişim için de çılgın projeler bekleniyor
Yusuf Çağlayan yusufc@interpromedya.com.tr
Türkiye 12 Haziran 2011 tarihinde bir seçim yarışına daha girecek. Partiler birbiri ardına projelerini açıklıyorlar. Hatta projeler “çılgın proje” olarak da adlandırılıyor. Partiler seçim beyannamelerini tamamladı ve bu beyannamelerde sunduğu vaatlerle vatandaşlardan oy istiyorlar. Demokrasi anlayışından yeni anayasaya, insan haklarından ekonomiye kadar birçok projenin sunulduğu seçim beyannamelerinde partilerin bilgi ve iletişim teknolojileri konusundaki vaatleri neler oldu?
Partiler, 2011 seçim beyannamelerinde daha önceki seçim beyannamelerine oranla, bilişim, bilgi toplumu, e-devlet ve bilgi ve iletişim teknolojileri kavramlarını çok daha yoğun biçimde kullanıyor. Seçim beyannamelerindeki birçok başlık için geç kalınmış olsa da bilgi ve iletişim sektörünün gerek katma değer gerekse Türkiye’nin geleceği açısından öneminin farkına varıldığının göstergesi.
Partilerin sektöre yönelik vaatleri şu başlıklar altında:
AKP tarafından değinilen başlıklarPartiler, 2011 seçim beyannamelerinde daha önceki seçim beyannamelerine oranla, bilişim, bilgi toplumu, e-devlet ve bilgi ve iletişim teknolojileri kavramlarını çok daha yoğun biçimde kullanıyor. Seçim beyannamelerindeki birçok başlık için geç kalınmış olsa da bilgi ve iletişim sektörünün gerek katma değer gerekse Türkiye’nin geleceği açısından öneminin farkına varıldığının göstergesi.
Partilerin sektöre yönelik vaatleri şu başlıklar altında:
l Sabit ve mobil iletişim ve genişbant erişimi
l Fiber altyapı
l Bilişim Vadisi
l Yerli bilişim ürünleri
l e-Ticaret
l e-Dönüşüm
l e- Devlet
l Kağıtsız kamu hizmeti ve e-devlet
l Bilgisayar okuryazarlığı
l Siber güvenlik ve siber tehdit
l Karasal sayısal TV yayıncılığı
l Acil durum haberleşme sistemi
l Yerli cep telefonu üretimi
l Çağrı merkezleri ve veri merkezleri
l Yerli uydu yapımı
l Ar-Ge destekleri.
l Jenerik teknolojiler
l Ar-Ge ve inovasyon
l Üniversite – sanayi işbirliği
l Teknokentler
l Yazılım
l Genişbant
l Yasal değişiklikler
l Avrupa’nın bilişim ve
yazılım üssü
l Bilişim reformu
l e-Devlet
l Veri paylaşımı
l Telif hakları
l Dezavantajlı kesimlere ücretsiz internet
l Bilgi ve İletişim Teknolojileri Bakanlığı.
MHP tarafından değinilen başlıklar
l Bilime önem verilmesi
l Ar-Ge
l Bilgi toplumu
l Milli Yenilik Sistemi
l ATAM
l Sosyal bilimler
l Ucuz hızlı haberleşme
l Sayısal yayıncılık
l e-Yaşam
l Bilişim Vadisi
l Bilim, Teknoloji ve İletişim Bakanlığı
l e-Devlet.
-------------------------------------------------
büyük bir ihtimalle diğer partilerin de bunlara benzer hedefleri/düşünceleri/planları vardır. Ülkemizde hayal ticareti serbest piyasa koşullarına uygun? olarak oluşmadığı, kontrol edilmediği için herkes korkusuzca hayal ticareti yapabiliyor. Yukarıdaki hedeflere ulaşmanın temel koşulu Bilişim Teknolojileri konusunda yetişmiş insan gücünden geçmektedir. Bu konuda iddialı olan mucize ülkelere bakıldığında bu işi şansa bırakmadıkları kolayca görülebilir. Biz ise, bu işi öğrenciler kendi kendilerine öğrenebilir diyerek tamamen şansa bırakmış durumdayız. Ne diyeyim, bu yolla başarılı olursak bu gerçekten Türk mucizesi olarak alan yazında müstesna yerini alacaktır.
saygılarımla,
M. Yaşar Özden
Pazar, Mayıs 01, 2011
PISA (Programme for International Student Assessment) 2009 ICT Sonuçları
merhaba:
OECD tarafından gerçekleşitirilen PISA (Programme for International Student Assessment) sınavının 2009 yılına ait olan sonuçları daha önce yayınlanmıştı. İlgilenenler aşağıdaki bağlantıdan rapora ulaşabilirler;
OECD-PISA
Sayfaya eriştikten sonra sayfayı biraz aşağıya doğru kaydıracak olursanız 6. kısım olarak;
Volume VI, Students on Line: Reading and Using Digital Information, explores students’ use of information technologies to learn (forthcoming - June 2011)
ifadesiyle karşılaşacaksınız. Bunun anlamı, ICT konusunda öğrencilerimizin elde edeceği sonuçlar önümüzdeki haziran ayı içerisinde bu siteden erişime açılacak. Bu sonuçları 2006 yılıyla kıyaslama yapma şansını elde edebileceğiz. Ben, 2009 yılında 2006'ya nazaran çok büyük değişim beklemiyorum, ama asıl değerlendirmeyi 2012 yılında yapabileceğimizi düşünüyorum. Nedenine gelince, bunun için çok zeki olmaya gerek yok. 2007 yılından itibaren, K-8 öğrencileri için Bilişim Teknolojileri dersleri yapılan bir değişiklikle zorunlu olmaktan çıkarıldı, hafta ders saati 1 (bir) saate indirildi ve dersin kredisi sıfırlandı. Bunun bir sonucu olmalı. Bizde öğrencilerin çoğunun evinde bilgisayar olmadığı için Anadolu'da birçok okulda öğrencilerin bilgisayara dokunabildikleri tek ders olan bu dersin yukarıdaki formata çevrilmesiyle öncelikle K-8 seviyesindeki ortalama 45 dakika olan bilgisayar kullanım seviyesi düşecektir, daha sonra da bu düşük seviyeyle elde ettiğimiz sonuçlar değişecektir. Umarım ve isterim ki zaman beni haksız çıkarsın. Bu konuda PISA-ICT sonuçlarına etki edecek bir faktör, Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Projesi (Eğitimde Bilişim Teknolojilerinin ruhuna FATİHA Projesi) olacaktır. Bu proje için de okullardaki BT sınıfları bozuluyor duyumları etrafta paylaşılıyor, umarım yanlış bilgidir. Ayrıca, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi öğretmenleri artık dersleri olmadığı için başka yerlere tayin ediliyormuş.
Hep birlikte dua edelimde Uluslararası değerlendirmeler bu uygulamaları desteklesin. Olmazsa, kim bu kadar para ve emeğin hesabını verecek? bu geçen zaman nasıl telafi edilecek.
Bekleyip görelim derim.
OECD tarafından gerçekleşitirilen PISA (Programme for International Student Assessment) sınavının 2009 yılına ait olan sonuçları daha önce yayınlanmıştı. İlgilenenler aşağıdaki bağlantıdan rapora ulaşabilirler;
OECD-PISA
Sayfaya eriştikten sonra sayfayı biraz aşağıya doğru kaydıracak olursanız 6. kısım olarak;
Volume VI, Students on Line: Reading and Using Digital Information, explores students’ use of information technologies to learn (forthcoming - June 2011)
ifadesiyle karşılaşacaksınız. Bunun anlamı, ICT konusunda öğrencilerimizin elde edeceği sonuçlar önümüzdeki haziran ayı içerisinde bu siteden erişime açılacak. Bu sonuçları 2006 yılıyla kıyaslama yapma şansını elde edebileceğiz. Ben, 2009 yılında 2006'ya nazaran çok büyük değişim beklemiyorum, ama asıl değerlendirmeyi 2012 yılında yapabileceğimizi düşünüyorum. Nedenine gelince, bunun için çok zeki olmaya gerek yok. 2007 yılından itibaren, K-8 öğrencileri için Bilişim Teknolojileri dersleri yapılan bir değişiklikle zorunlu olmaktan çıkarıldı, hafta ders saati 1 (bir) saate indirildi ve dersin kredisi sıfırlandı. Bunun bir sonucu olmalı. Bizde öğrencilerin çoğunun evinde bilgisayar olmadığı için Anadolu'da birçok okulda öğrencilerin bilgisayara dokunabildikleri tek ders olan bu dersin yukarıdaki formata çevrilmesiyle öncelikle K-8 seviyesindeki ortalama 45 dakika olan bilgisayar kullanım seviyesi düşecektir, daha sonra da bu düşük seviyeyle elde ettiğimiz sonuçlar değişecektir. Umarım ve isterim ki zaman beni haksız çıkarsın. Bu konuda PISA-ICT sonuçlarına etki edecek bir faktör, Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Projesi (Eğitimde Bilişim Teknolojilerinin ruhuna FATİHA Projesi) olacaktır. Bu proje için de okullardaki BT sınıfları bozuluyor duyumları etrafta paylaşılıyor, umarım yanlış bilgidir. Ayrıca, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi öğretmenleri artık dersleri olmadığı için başka yerlere tayin ediliyormuş.
Hep birlikte dua edelimde Uluslararası değerlendirmeler bu uygulamaları desteklesin. Olmazsa, kim bu kadar para ve emeğin hesabını verecek? bu geçen zaman nasıl telafi edilecek.
Bekleyip görelim derim.