Salı, Eylül 01, 2015

Digital Divide, Second phase (Sayısal Yarılma, ikinci Aşama)

merhaba:
Digital Divide, ikinci kırılma konusunda ilk yazıyı 9 Ağustos 2009'da paylaşmışım;

Sayısal Yarılma, İkinci Kırılma


2011 yılında ise PISA, ICT sonuçları konusunda yazdığım;

PISA, ICT 2009 Sonuçları Üzerine Görüşler... !


yazısında tekrar vurgu yapmışım. Bu yazılardan amacım "Bizim çocuklar zaten biliyor sendromu" etkisindeki yetkililerimize işin öyle olmadığını anlatmaktı. Ne yazık ki, işler hiç umduğum gibi gelişmiyor bizim yetkililer yetkili olmanın verdiği rahatlıkla bildiklerini okumaya devam ediyorlar. Bugün açıklanan öğretmen kontenjanları beni hayal kırıklığına uğrattı ama şaşırtmadı. Dolayısıyla yola devam, bu konuda diğer ortamlarda paylaştıklarımı burada tekrar edecek olursam;

Milli Eğitim Bakanlığı, 2015 yılı eylül ayı Öğretmen Atama Kontenjanlarına bakınca, ilk aklıma gelen çağın ve ülkenin geleceği için gerekli olan bilgi, beceri ve tutumları yeni nesillere kazandırması için gereken öğretmen ihtiyacı ile ne yazık ki bizim Milli Eğitim Bakanlığı, siyasi iktidar, geçici hükümetin vb.'nin önceliklerinin aynı olmadığını gördüm. Daha önceleri bir kaç kez yazmıştım ve bu yüzden beni eleştirenler de olmuştu ama bir kez daha tekrarlayacağım "yetkililer bilgisiz, bilgililer yetkisiz". 

21. yüzyıl için bütün dünya başka bilgi, beceri ve tutumlara sahip insanları yetiştirebilmek için çaba harcarken bizim ne düşünüp ne yaptığımızı anlamak için "eğitimli olmak gerekiyor". Ben kendimi bu yüce amaç konusunda epeyce cahil hissetmeye başladım. Umarım, bu arkadaşlar haklı çıkarlar. Tarih, bu kadar aymazlığı affetmeyecektir. Sonuç gene kaçan trenler olacak gibi görünüyor. Bu tren yanlış tren "Yanlış trene bindiyseniz; koridordan ters tarafa yürümenin hiçbir faydası yoktur! Friedrich Nietzsche”. Bu öğretmen kontenjanlarıyla, eğitim sisteminin bu öncelikleriyle, 21. yüzyıl bireylerini yetiştirmek mümkün değildir. Bu çağın bireylerinde olması gereken başlıca temel becerileri sıralayacak olursak: Eleştirel düşünme, problem çözme becerileri, yaratıcılık, algoritmik düşünme ve bilgisayarca düşünme diyebiliriz. Eğer, amaç yeni nesilleri bu becerilerle donatmaksa ilan edilen kontenjanlarda bir sorun var. Hatanın neresinden dönülse kardır diye bir atasözü hatırlıyorum. Hemen, şimdi  hiç vakit kaybetmeden doğruları yapmaya başlayabiliriz, bunun için öncelikle okulöncesinden başlayarak bütün temel eğitim kademelerine zorunlu Bilgisayar Eğitimi için bir program hazırlanmalı, bunun vazgeçilmez insan gücü olan Bilgisayar Öğretmenlerini bütün sistemin ana unsuru haline getirecek atama politikaları belirlenmeli ve bu yapılanma acele olarak uygulamaya alınmalıdır.   Değilse, kaderimiz olan "Orta gelir tuzağından" bu atama mantığıyla, TOKİ ve Tuble Yol (işsizlik düşer, milleti amele yapar, ekonomi geçici olarak rahatlar. Harç bitip yapı paydos olunca işsizlik artar ekonomik gerçeklerle yüzleşilir) yaparak çıkmak mümkün değil. Gelen çağ nitelikli insanların hakim olduğu yükte hafif pahada kıymetli ürünleri üretecek bireylerin çoğunlukta olduğu ülkelerin gelişmiş ülkeler olduğu diğerlerinin ise ikinci sınıf bir hayata mahkum olduğu sayısal yarılma, ikinci kırılma; (Digital Divide) başladı ne dersiniz bu yöneticilerle başarılı olabilir miyiz?

http://myozden.blogspot.com.tr/2009/08/merhaba-ulkemizde-temel-egitimin-1-12.html

Bitirken iki öneri yapacağım; birincisi Bilgisayar, Bilişim Öğretmenlerine, "Önce seni görmezden gelirler. Sonra sana gülerler. Sonra seninle savaşırlar. Sonra kazanırsın..." Mahatma Gandhi. Haklısınız vazgeçmeyin kazanacaksınız.

Siyasilere ve MEB yetkililerine, Lütfen artık bu çığlığa kulak verin, bu sadece bir öğretmene kadro bulma işi değil ülkenin ve yeni nesillerimizin geleceği. umarım sağ duyulu birileri duyar ve gereğini yapar.

Saygılarımla

Hiç yorum yok: