Bugün CNNTürk Anahaber kuşağında FATİH Projesi ve Bilgisayar Öğretmelerinin ilişkisi konusunda yapılan bir haberin giriş kısmında konuya ilişkin olarak benim görüşlerim de yansıltıldı. Haberin toplam süresi 2 dakika 43 saniye olunca konunun tamamı gözden kaçıyor, izlemek için aşağıdaki bağlantıya bakabilirsiniz;
Haber verilen kısmı dışında epeyce şey söylemiştim Bilgisayar Öğretmenlerinin ne kadar önemli olduğu konusunda. Bunlar arasında tekrar vurgulamak istediğim nokta, ülkemizin uzun bir süredir Orta Gelir tuzağı denilen bir sarmalın içinde olduğu konusunda basında yazıların çıktığını biliyoruz. Bu konuda gene son günlerde hükümetin, ekonomiden sorumlu bakanlarından sayın Ali Babacan'ın da yorumları oldu. Artık TOKİ ve Tuble? yol yaparak büyümenin mümkün olmadığı, ihracatın miktar olarak artması yanında kalitesinin de yükseltilmesi gerektiği söylenir oldu. Kısacası, ekonomiyle ilgili semptomlar bizi bu sarmaldan çıkış için yeni yol ve yöntemler üzerinde hızlıca düşünmemiz, karar almamız ve uygulamamız konusunda zorlamaya başladı. Genelde, ülke olarak yumurta kapıya gelmeden düşünme becerimizi kullanamadığımız ve o tür durumlarda da aniden hiç bir değerlendirme yapmadan kararlar alıp uygulamaya koyduğumuz için ben tam o noktadan önce bir önerimi tekrarlamak istiyorum. Eğitim, aslında bizim ülkemizde hiç anlaşılmadığı kadar önemli bir iş. Aslında Cem Yılmaz'ın hakkını yememek gerekiyor onun vurguladığı anlamıyla "Eğitim Şart" ama bu şartı akşamları yemeklerden sonra mı? önce mi? alacağımız konusunda tam bir uzlaşma yok gibi :-). Bundan önce yazdığım yazıları tekrarlamak istemiyorum, çözüm 3M'yi (Müfredat, Metod ya da Materyal) değiştirerek gerçekleşmeyecek. Bu konuda epeyce tecrübe sahibi olduğumuzu söyleyebilirim. Yapılması gereken basit fakat bir zaman alacak bir iş. Kısaca söylemek gerekirse, Okul Sistemlerimizde Temel Eğitim seviyesindeki(1-12. sınıflar) bütün öğrencilerimize ilk basamaktan başlayarak 21. yüzyılda bütün bireylerde olması gereken "Algoritmik" ve devamında ise "Computational" düşünme becerilerini kazandırmaya yönelik düzenlemeleri yapmak. Bu fikre hemen karşı çıkanlar olacaktır. Şu argümaları duyar gibiyim "bütün herkesi bilgisayarcı mı? yapacaksınız" keşke yapabilsek, nasıl ki ilköğretimden başlayarak öğretmeye çalıştığımız Fen ve Matematik dersleri sonucunda öğrencilerin çoğunluğu o kadar derse rağmen bilim adamı olmuyorlarsa, o kadar dil dersine rağmen sular seller gibi yabancı dil konuşmuyorlarsa Bilişim teknolojileri konusunda alıncak olan bu dersler sonunda da hepsi Bilgisayarcı olmayacaklardır. Fakat, bu derslerin olması içlerinden bu konuda ilerlemek isteyenlere, ya da 21. yüzyıl bireylerinde mutlaka olması gereken becerileri erken yaşlarda almalarına fırsat yaratacaktır. PISA 2012, Yaratıcı Problem çözme becerileri sonuçlarına baktığımızda 5-6. seviyede olan öğrenci yüzdesi %2.2 olarak görünüyordu, bu öğrencilerin 12 yıl boyunca bu tür bir eğitim programı içerisinde olmasının sonuçlarını düşünmek bile insanı heyecanlandırıyor. İşin, bu kısmını akılda tutup uygulama konusunda da bir kaç şey söylemek istiyorum. iyi bir eğitim öğretim bütün uluslararası büyük ölçekli sınavlarda görüldüğü üzere ancak nitelikli öğretmenler olduğunda gerçekleşebiliyor. Konumuza dönecek olursak Bilişim (Bilgi ve İletişim) teknolojilerinin öğretilmesinde konunun uzmanı öğretmenlerin varlığı çok önemli bir nokta olarak önümüze çıkmaktadır. Ülke olarak bu konuda çok şanslıyız eksiğimiz yok fazlamız var. Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümlerinden her yıl 3000 civarı genç öğretmen mezun olmaktadır. Bugüne kadar mezun olanlar göz önüne alındığında bütün temel eğitim seviyeleri için değişik roller alabilecek yeteri sayıda nitelikli öğretmenimizin olduğunu söyleyebilirim. Tek eksiğimiz, mucize çözümlerle vakit harcayacağımıza bu eğitim/öğretim ordusunu göreve sürecek siyasi bir irade gibi görünmektedir. Artık, politikacılarımız biraz bu ülkenin insanına güvense ve bir el verse önümüzdeki 10 yıl içerisinde herkes bir Türk/Türkiye mucizesinden bahsetse ne kadar iyi olur.. :-)
Saygılarımla
M. Yaşar Özden
* Orta gelir tuzağı nedir?
Bir ekonominin belirli bir kişi başına gelir düzeyine ulaştıktan sonra orada sıkışıp kalması haline orta gelir tuzağı denir. Orta gelir tuzağı bir ekonomide kişi başına gelir düzeyinin belirli bir aşamadan öteye gidememesi halini ya da belirli bir gelir düzeyine ulaştıktan sonra durgunluk içine girilmesi durumunu özetleyen bir yaklaşımdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder