Cuma, Eylül 05, 2014

Türkiye'nin yumuşak karnı orta gelir tuzağı (Gila Benmayor, 5. Eylül 2014, Hürriyet)

Merhaba:

Bugünkü Hürriyet gazetesinde başlıktaki yazıyı okurken yıllardır yazdıklarım aklıma geldi. Son zamanlarda basında daha fazla yer bulmaya başlayan Orta Gelir Tuzağı konusu yazarın UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi ve BM Türkiye Mukim Koordinatörü Kamal Malhotra ile yaptığı söyleşide de gündeme geliyor ve  Malhotra'ya göre, Türkiye'nin önemli bir başka zayıf halkası "orta gelir tuzağı". "Kanımca orta gelir tuzağı Türkiye'de fazla tartışılmayan bir konu. Bunun ekonomistler tarafından da, akademik çevreler tarafından tartışılması, gündeme getirilmesi gerekir" diyor. Aynı yazıda, Malhotra'nın  Orta Gelir Tuzağı'yla ilgili tarifi ise şöyle: "Emek yoğun alanlarda rekabet gücünüz azalmıştır. Zira Vietnam, Bangladeş, Çin gibi ülkelerde işçilik daha ucuz. Katma değeri yüksek ürünlerde ise insan kaynağına, Ar-Ge, inovasyon gibi şeylere yeterince yatırım yapmamış olduğunuzdan rekabet gücünüz zayıftır. Yani üretim zincirinin en altı ile üstü arasında sıkışıp kalmışsınız". Türkiye'yle ilgili tespiti şöyle: "Yüksek katma değeri olan ürünlerin ihracatı aşağıya doğru bir eğilim gösteriyor. Oysa Orta Gelir Tuzağı'ndan ancak ihracatta yükseliş varsa çıkabilirsiniz". 


Aynı yazıdan devam edecek olursak Malhotra'ya göre, BRİCS ülkelerinin büyük çoğunluğunu Türkiye'den ayıran en büyük özelliklik Ar-Ge'ye yatırımları, yenilikçi ekonomi olmaları. "BRİCS derken Rusya'yı ayrı tutuyorum zira yenilikçi bir ekonomi değil ve daha fazla enerji gelirlerine yoğunlaşmış durumda" diyor. "Çin, Hindistan, Brezilya "Öğrenen Ekonomiler". Ar-Ge'ye önemli yatırım yapıyorlar. Güney Kore ve Singapur inovasyon ve Ar-Ge'ye yatırım yaptıkları için Orta Gelir Tuzağı'ndan çıkabildiler" diye ekliyor. Şöyle devam ediyor: "Ali Babacan'ın önceki gün dikkat çektiği gibi Türkiye'de imalat sanayinin payı daha yukarı çıkmak zorunda. Babacan'ın alarm verici açıklamasını hükümetin anlaması gerek. Zira ekonominin tümü Orta Gelir Tuzağı'nda". Yazı, "Mesele 16. ekonomi olmak ya da 2023 yılında ilk 10 ekonomi arasına girmek değil. Önemli olan büyümenin kalitesi". 

Kısaca özetleyecek olursak "Orta Gelir Tuzağından"çıkmak için reçete basit, ucuz işçi yetiştiren ve bu yolla düşük katma değerli ürünler üretip satarak bunu başarmak mümkün değil. Yapmamız gereken ihracatımızı yüksek katma değerli ürünlerden oluşan bir hale çevirip artırarak bu sarmalı kırmak mümkün olabilir (Kamal Malhotra öyle demiş, ben söyleyince olmuyor). Peki bu nasıl olacak, dirayetli bir siyasi iktidar, sürünmek kader değil deyip, hergün reform yapacağımıza bir kere doğru düzgün bir iş yapalım ve 10 yıl süreyle devam ettirelim ve hem model ülke olalım, hem de bu sorunu ebediyen ortadan kaldıralım deyip 3M'yi (Müfredat, Metod ve Materyal) algoritmik düşünme becerilerini ve Bilgisayarca düşünme (Computational Thinking) becerilerine sahip bireylerin yetiştirilmesine uygun hale getirecek, buna uygun insan eğitimlerini yapılmasını sağlayacak ve bizde artık orta gelir tuzağından bir anı olarak bahseden bireylerden oluşan bir toplumda yaşıyor olacağız. Aslında, bu tür dönüşümlerin gerçekleşme(me)sinde en kritik nokta olan eğitilmiş insan gücü elimizin altında boş gözlerle bize bakıyor. 1998 yılından bu yana temel eğitim kurumlarında yukarıda bahsi geçen becerileri öğrencilere aktarmak için yetiştirilen Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü mezunları hemen işe hazır bekliyorlar. O zaman niye başlamıyoruz bu dönüşüme? bilen varsa anlatsın da hep birlikte öğrenelim. Temel Eğitiminin ana kazanımları olarak algoritmik düşünme becerileri ve Bilgisayarca düşünme (Computational Thinking) becerilerinin kazandırılmasına yönelik bir değişimi bu ülkede yapacak çok insan tanıyorum, yeterki isteyelim..

Saygılarımla
M. Yaşar Özden





Hiç yorum yok: