Perşembe, Kasım 20, 2014

Bilgisayar Öğretmeni?

Merhaba:

Bilgisayar Öğretmeni konusunda en son yazdığım yazı 6 Ekim 2014 tarihinde bu güncede yazmışım; başlığı da "Avrupa Birliği’nde 11- 17 Ekim haftası, çocuklara ve gençlere bilgisayar programı yazmayı öğretme haftası (Code Week EU) ilan edildi" geçenlerde Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri Derneğinden gelen bir mesajda Türkiye Bilişim Derneği tarafından yayınlanan Bilişim Dergisinde yer alan bir yazının bağlantısı veriliyor ve okumamız öneriliyordu, "Teknolojinin amaç olarak kullanımından çok araç olarak kullanımı" başlıklı yazıda Bilgisayar Öğretmenliği konusunda katılmadığım bir çok saptama yer alıyordu. Özellikle, yazının 60. sayfasında yer alan aşağıdaki paragraf çok ilginç;


Ben bu paragrafı ve yazının geri kalanı okuduğumda dünyada örneği olmayan Bilgisayar Öğretmeni ? ve Bilgisayar dersinin beyhude bir çaba olarak değerlendirildiğini anlıyorum, 



ve bu düşünceyi kesinlikle doğru bulmadığımı söylemek istiyorum. Ayrıca, aynı yazıda yer verilen bir saptamaya 


yaygınlaşma konusunda katılıyorum ama varılan sonuca yani ayrı derslerin, ayrı öğretmenlerin olmasının neden sonuç ilişkisi konusunda kafaların karışık olduğunu düşünüyorum. Bu derslerin ve Öğretmenlerinin sistemde olmasının amacının çağın öğrencilerine Algoritmik ve Bilgisayarca (Computational Thinking) düşünme bilgi, beceri ve tutumlarının kazandırılması olduğu için tam bu noktada Bilgisayar Öğretmenine karşı çıkanların bu becerilerin K12 öğrencilerine nasıl kazandırılacağı konusunda bir açıklama getirmelerinin gerekli olduğunu düşünüyorum. Yazı bahsedilen "kompartmentalist" kelimesiyle açıklanmaya çalışılan düşünce eğer her kazandırılmak istenen bilgi, beceri, tutum için ayrı ders olmaz düşüncesi ise öğrencilerimize niçin fizik, kimya, biyoloji, matematik, yabancı dil vb. gibi ayrı ayrı dersler veriyoruz bunları da bir araya toplayalım tek bir ders? ya adı ne olacaksa onunla eğitelim!!!!! Nasıl ki isimlerini saydığımız dersleri öğrencileri hayata hazırlamak için veriyorsak ve sonunda hiçbir öğrencimizin kimyacı, fizikçi, matematikçi, yabancı dil uzmanı olmasını beklemiyorsak (Temel Eğitimin (K12'nin) böyle bir amacı yoktur) Bilgisayar dersinin amacıda yukarıda bahsettiğim amacının dışında bir amacı yoktur, bu çağın çocuklarının sahip olması gerek bu bilgi, beceri ve tutumlar  nasıl ki diğer alan isimlerinde olduğu okul öncesinden başlanarak bütün çocuklarımıza bu konularda yetişmiş ehil öğretmenler aracılığıyla kazandırılmalıdır. Değilse, sadece tüketim tabanlı bir eğitim sistemi içerisinde yetişen bireylerden ileride üretici olmalarını beklemek ham hayal bile değildir. Yazıda gözüme çarpan bir başka nokta ise bu alanda herkesin kendi amacı doğrultusunda yorum yapması ve bunun mutlak doğru olarak sunması;


Finlandiya örneklemesi doğru gibi düşünebilir  ama onların Öğretmen yetiştirme, müfredat konularına bakıldığında bizim için uygulanabilir, kullanılabilir bir örnek olmadığı örneğe iyi bakıldığında kolayca anlaşılabilir. Keşke, Finlandiya'nın yaptıkları bize örnek olabilse diye de istek tutulabilir. Kore örneğine gelince bu konuda Kore'de yaşayan ve doktorasını Amerika'da tamamlamış olan Dr. Woochun Jun'un yazısını paylaşarak sizlere bırakmak istiyorum;

Son olarak;


Bu paragrafta da gene kavram kargaşası var. Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölümlerinin kuruluş amacını daha önceki yazılarımda paylaşmıştım. Yukarıdaki alıntıda bu amacın ne olduğu konusunda kafaların hala karışık olduğu anlaşılıyor. Diğer branş öğretmenlerinin Bilişim Teknolojilerini derslerinde daha etkin kullanmaları için BÖTE bölümlerine gelmesi ve orada eğitim almaları konusunda şimdiki yapıda herhangi bir engel bulunmamaktadır. 

Dolayısıyla, bu konuda herhangi bir fazladan düzenlemeye gerek yoktur. Eğer, anlatılmak istenen diğer öğretmenlik programlarında Bilişim Teknolojileri kullanımı konusundaki eksiklerin tamamlanması ise bunun için BÖTE'lerin lisans programlarının kapanmasına gerek yoktur çünkü, bu programların misyon ve vizyonu farklıdır. 

Aslında, asıl söylemek istediklerimizi açık söyleyebilecek olursak galiba soruna daha kolay çözüm bulabiliriz. Bu çağın çocuklarının farklı becerilerle hayata hazırlanması gerekiyor, BÖTE bölümleri bu becerileri kazandırmak amacıyla kuruldu, bu ihtiyaç daha da artarak karşımızda duruyor her gün, ABD ve Avrupa kaynaklı çocuklarımıza kodlama öğretelim duyuruları yapılırken bu işe onlardan önce farkına varıp başlayan bir ülke olarak tıpkı "Köy Enstitülerinde" olduğu gibi Bilişim'in "Köy Enstitüleri" olan BÖTE bölümlerini aynı kadere terk etmeyelim. 

Bu fikirde olmayanlara önerim, buraları kapatmaktansa yolları ayıralım. Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölümlerinin isminde yer alan "VE"den öncesi ve sonrası lisans ve Yüksek Lisans olmak üzere ayrılabilir, ya da bunlar Bilgisayar Eğitimi ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü olarak yollarına devam edebilirler. 

Böylece, oldukları yerde olup mutlu olmayan arkadaşlar yollarına mutlu olacakları yeni bölümlerinde devam edebilirler. Gizli ajandalarını doğrudan söyleyemeyip hiç kabul etmedikleri bir bölümün içinde yer almaktan kurtulabilirler. Bu herkes için mutlu son olabilir. 

Evet BÖTE'lerin kuruluş amacı Bilgisayar Eğitimiydi, bu amaçla kuruldu ilk anabilim dalının adı da buydu. Mezunları Bilgisayar Öğretmeni olsun ve Temel Eğitimde görev alabilsinler diye düşünülmüştü. O dönemlerde bu konuda bölümlerde çalışacak öğretim üyesi olmadığı için Milli Eğitimi Geliştirme Projesi çerçevesinde birçok kişi yurtdışına gönderildi. Yurtiçinde bu bölümlerde görev alacak kişilere IDE_AS (Internete Dayalı Eğitim, Asenkron-Senkron ) projesi kapsamında 2 dönemlik, 6 dersten oluşan bir programla Bölümlerin tanıtımı yapıldı. Fakat, yurtdışına doktora yapmak için giden arkadaşlar gittikleri yerdeki programlarda gördüklerini dönüşte bu bölümlerde gerçekleştirmek istedikleri için bu noktaya kadar geldik. 

Evet, kuruluş amacı hala geçerli ve güncel Köy Enstitüsü tecrübesini BÖTE'lerde yaşamamak için bölüm mezunlarından ricam bölümünüze sahip çıkın, birlikte Bilgisayar Eğitimi (kuruluştaki ismi) olarak yolumuza birlikte olmak isteyen herkesle devam edelim. Bu fikirde olmayanlar ise biraz daha yaratıcı olup biz böyle düşünmüyoruz deyip, durup durup lisans programları kapatılsın demekten vazgeçip kendi yollarını çizsinler. Herkesin yolu açık olsun....

Saygılarımla

M. Yasar Ozden













2 yorum:

Gonca dedi ki...

Hocam kaleminize ve beyninize sağlık. Her cümlenize katılmakla birlikte ortaya koyduğunuz argümanlar için teşekkürlerimi sunarım.
Saygılarımla.

Halil Ersoy dedi ki...

Bilgisayar eğitiminin içinde ne olduğuna veya ne olması gerektiğine göre durum değişir.

Programlamanın, daha doğrusu algoritmik düşünmenin son yıllardaki popülerliği öncesine kadar eğitim sistemindeki bilgisayar eğitimi derslerinin içeriği Word, EXCEL, Internet ve donanım idi. Ayrıca hayatıızda da bilgisayar herkesin elince ve cebinde değildi. Hal böyle olunca az önceki becerilere günlük hayatta temas ederk tek başına öğrenmek çok zordu. O nedenle bilgisayar dersleri WORD EXCEL vb (programlama olmadan) başladı ve devam etti.

Daha sonra artık bu cihazlar peynir ekmek gibi olunca, kullanıcıların bir çokğu özel ders almadan da sistemler keşfedebilmeye başladılar. İçeriği güncelenmeyen bilgisayar dersleri öğrencinin gerisinde kalır oldu. "Gereksiz" olarak nitelendirildiler.

Günümüzde ise programlama, ve algoritmik düşünme gibi daha farklı bir amaç öncelikli oldu. Bu bilgi ve becerileri bir öğrencinin kendi kendine öğrenmesi çok zor ve istisnai bir durum. Daha önceden genel kitle için gereksiz ve anlamsız olarak nitelendirilen "kod yazma", şimdi bu sayede algoritmik düşünmeye ve tüketicilikten üreticileğe geçişte olmazsa olmaz şeklinde tanımlandığı için müfredatta yer almalı diye öneriliyor.

Bilgisayar öğretmeninin rolü de artık farklı. Belki bu en baştan beri bu şekilde tanımlandı ancak Türkiye'deki okullardaki ve evlerdeki bilgisayara erişim az olduğunda dolayı gerçekleştirilemedi. Öğretmenler paket program anlatıp derleri verdiler, ancak daha ileriye gidemediler.

Ancak günümüzde öyle ya da böyle bilgisayara erişim arttı. Algoritmik düşünce ve programlama kendi başına bir "alan" (matematik, fizik, Türkçe,, tarih gibi). Dolayısı ile alan öğretiminde alanın uzmanı yer almalı.

Diğer derslerin içinde teknolojinin yerini ise öncelikle o alanın uzmanları tartışmalı. Yksek lisans programları veya farklı noktalarda işbirliği her zaman mümkün.

İlk aklıma gelenler ile yazdığım bu ek yazıda umarım çok fazla hatam yoktur.

Herkese sevgi ve saygılarımla,

Yrd.Dç.Dr.Halil Ersoy
BÖTE 2000 lisans, BÖTE 2003 YLisans ve BÖTE2009 Doktora mezunu.