Perşembe, Ocak 14, 2016

Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmenliği Kursu Programı? Çalışır mı? Amacına Ulaşır mı?

Merhaba:
Milli Eğitim Bakanlığı, Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilecek olan 100 saatlik "Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmenliği Kursu Programı" duyurusuna aşağıdaki gazete bağlantısından ulaşmak mümkün. 


Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmenliği Kursu Programı


MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI

ALAN
ALT ALAN
KODU
Eğitim Bilimleri
Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme
2.01.01.04.007




Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Mesleki Gelişim Programı


Etkinliğin amaçlarına bakıldığında 33 adet amaç belirlenmiş bu amaçaların kaç tanesi "Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme" alt alanıyla ilişkili derseniz durum biraz karışık; Şöyleki 7-13. amaçlar aşağıdaki şekilde sıralanıyor;


 Temel ağ sorunlarını tespit eder ve çözüm yöntemlerini bilir.       
Ağ güvenliği cihazlarını tanır.       
Güvenlik yazılımlarını kullanır.       
Windows işletim sistemini kurar ve yapılandırır.       
Pardus işletim sistemini kurar ve temel düzeyde yapılandırır.       
Mobil işletim sistemlerini kullanır.       
İşletim sistemi yedekleme iş ve işlemlerini yapar 


ve bu amaçlara erişmek için ise "Etkinliğin içeriği" başlığı altında biraz daha detay veriliyor;

Donanım / Yazılım / Ağ Bileşenleri (10 saat)
İşletim Sistemi (20 saat)
Web tasarımı (15 saat)

Toplam olarak 45 saatlik bir kurs deneyimiyle, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümlerinde en az 3 ayrı ders olarak okutulan müfredat 8-10 günlük bir kurs ile verilebileceği sanılıyor. Yukarıda isimleri zikredilen işletim sistemlerini bu sürelerde ÖĞRENİLMESİ sağlanabiliyorsa, bu işi yapan arkadaşları hemen Üniversite kadrosuna alıp bu işi bir sürü ders verip beceremeyenlerin yerine görevlendirmek ülkemiz için daha hayırlı olacaktır. 

Aslında benim bir önerim olacak, kursun başlagıncında ve bitiminde uygulanacağı söylenen ölçme değerlendirme amacıyla hazırlanan testleri BÖTE bölümlerimizden bu konularda çalışan akademisyen arkadaşlara hazırlatalım ve seçilen kursiyerlere uygulayalım, sonuçları da kamuoyuyla paylaşalım. Bunun iki önemli faydası olacaktır, birincisi kursların etkinliği ve bu kurslardan mezun olanların yetkinlikleri konusunda ki şüpheler ortadan kalkacaktır. İkinci olarak ise, yukarıda da söz ettiğim gibi BÖTE müfredatlarında ders(ler) olarak okutulan bu konuların gözden geçirilerek luzümsuz yere öğrencilerin zaman harcamalarının önüne geçilecektir.
Ben sonuçları şimdiden biliyorum, işin ilginci bu kursu düzenleyenler de biliyor ama maksat "Dostlar Alışverişte Görsün, (DAG)" etkinliği yapıp çevir kazı yanmasın diyorlar. O arada olan bu konuda hizmet vermek için 4 yıl boyunca eğitim alan bir çok kişi mağdur oluyor.

Gelelim işin "Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme" kısmına bunun içinde programda verilen bilgiye baktığımızda;

Elektronik Materyal Kullanımı ve Uygulamaları (16 saat)

Bu konu/ders için halen Bilgisayar Öğretmeni (Computer Education) olmak üzere (Bölümlerin adı Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri, Yabancı dilde yazılışı Computer Education and Instructional Technology, Bilişim = Information and Communication) öğrenci yetiştiren bölümlerin örnek bir kaçının müfredatlarına baktığımızda;

Hacettpe Üniversitesi:

Eğitimde Materyal Tasarımı ve Kullanımı / Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı


ODTÜ, BÖTE 207
Ders Adı: Öğretim Materyali Tasarımı ve Kullanımı (2-2)3

9 Eylül Üniversitesi
DERS ADI: ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TAS.


16 saatte verilecek konular için gene ders ya dersler verilmektedir. Yukarıda söz ettiğim gibi eğer bu içerik bu kadar zamanda verilebiliyor ve bunun sonuncunda insanlara belge verilip görevlendirme yapılabiliyorsa bizim üniversite sistemimizde ki sorun çok büyük. Fakat, ben gene bu kurs içeriğinin yetersiz olduğuna ve amaçladığı hedefe ulaşması konusunda sorunlu olduğunu düşünüyorum. Tersini iddia edebilecek bir kurs planlayıcısı, düzenleyicisi varsa bunları ölçüp, değerlendirebilecek çok sayıda BÖTE bölümü akademisyenimiz var. Deneyelim mi?

Sonuç olarak, bu kurs içeriğiyle yetiştirilecek kişilerin amaçlanan hedefleri gerçekleştirmesi mümkün görünmemektedir. Bu ve benzeri kurslar geçmişte konuya hakim eleman sıkıntısı olduğu için düzenlenmişti (90'lı yıllar). Fakat, bu ihtiyacın sürekli olacağı ve kurslarla bu işin yürütülemeyeceği bilindiğinden önce Fen Bilimleri Eğitimleri Bölümleri altında "Bilgisayar Öğretmenliği anabilim dalları kuruldu, 1998'den itibaren de bu anabilim dalları bölüm olarak Bilgisayar ve Öğretim Teknolojilerine dönüştü. Bu bölümlerimizden ODTÜ hariç (ilk Bilgisayar Öğretmenliği orada kurulduğu için ilk mezunlar 1998'den itibaren verilmeye başlandı) 2002 yılından itibaren mezun verilmeye başlandı. Son yıllarda her yıl yaklaşık 3000 mezun (yaklaşık olarak 30-35.000 mezun)  bu bölümleri bitirip Temel Eğitim Seviyesindeki okullarda "Bilgisayar Öğretmeni" olarak görev yapmayı bekliyorlar. Kurs içeriğine baktığımızda 100 saatlik olarak öngörülen ve çok kısa zamanlarda verileceği anlaşılan içeriği bu öğrenciler 4 yıla yayılmış bir süreçte öğrenirlerken ve atama beklerlerken Milli Eğitim Bakanlığımız sanki bu Öğretmenler yokmuş gibi davranıp kurslar düzenliyor, belge veriyor (kendini YOK'ün yerine koyuyor, Pedagojik Formasyon üniversiteler tarafından yapılan ama yapılmaması gereken bir örnektedn bile ileri bir uygulma :-)) ve en kötüsü daha nitelikli donanıma sahip mezunlar atanmayı beklerken taklitlerini işe alıyor. 

BTR denilen uygulama sertifikasyonla bir mesleğin asıl sahiplerinden alınmasından başka birşey değildir. İşin kötüsü bu sertifikasyon diğer öğretmenliklerde üniversiteler tarafından yapılırken bu sefer Milli Eğitim Bakanlığı eliyle gerçekleştiriliyor. Mesleğin asıl sahibi Bilgisayar Öğretmenleri ise sadece belki bizde bu sayede atanabiliriz diye bu uygulamaya sahip çıkıyorlar.

Bu herhalde gene bizim buluşumuz olan "Türk tipi meslek edindirme"ye güzel bir örnek oluşturuyor. Sonra da vay FATIH projesi niye ....

Bu ülkenin insanına, harcanan emeğe, paraya ve en önemlisi harcanan zamana yazık.

Sorunlar onları yaratanların mantığıyla çözülmez. A. Einstein.

Saygılarımla,




















2 yorum:

Neşet Hoca dedi ki...

Hocam MEB yakın zamanda öğretmen akademisi kurmayı ve buradan öğretmen yetiştirmeyi hedefliyor. Yani bir kimyager, bir arkeolog, bir mühendis öğretmen olmak istiyorsa neden önünü kapatalım, o da öğretmen olsun anlaşı ile hareket edilecek. Ben bazı bürokratlarla görüşmelerimden bunu çıkardım.

Ama basına yapılan açıklamalarda hizmet-içi eğitim merkezi olacağı söyleniyor. Umarım ben yanılıyorumdur ve bu akademiler sadece hizmet-içi eğitim verecek olsun.
http://www.memurlar.net/haber/539975/

M. Yaşar Özden dedi ki...

merhaba:
Alan eğitimi almış kişiler arasından Öğretmen olmak isteyenler için şimdiki Formasyon kurslarının formatından farklı olarak teorik derslerin yanında çok fazla okulda uygulamaya yönelik olarak düzenlenecek tezsiz yüksek lisans programlarıyla Öğretmenlik olanağının sağlanması elbette olması gereken bir uygulamadır. Önemli olan niteliği artıracak şekilde Öğretmen yetiştirilmesidir. Ben doğru yerin üniversiteler olduğunu fakat üniversitlerin daha fazla okul ortamıyla entegre olduğu çözümlerin başarılı olacağını düşünüyorum.
Saygılarımla