Merhaba
Bu
başlığı seçmemin nedeni bizim ülkemizdeki şehir efsanelerinden biri olması. Ben
buna "Bizim çocuklar zaten biliyor sendromu"
diyorum. Aslında bunun nedeni, yetersiz bilgi sahibi kişilerin kendi uzmanlık
alanlarının dışında yapmış oldukları gözlemlerden yola çıkarak az bilgiyle çok
şey söyleme ihtiyaçlarının bir sonucu olarak değerlendiriyorum. Alan yazında bu
olgu konusunda yapılmış araştırmalar yeterince bilgisi olmayan kişilerin ilgili
konularda daha fazla bilgisi olanlara nazaran daha özgüvenli oldukları kariyer başmaklarını
bilgili kişilerden daha hızlı çıkarak yetkili pozisyonlara geldiklerini
göstermektedir. Bu konuyla ilgili olarak daha fazla bilgi için parantez
içindeki bağlantıya bakılabilir (Dunning-Kruger
etkisi). Kısaca, bir alıntı yapacak olursak. "... Dunning–Kruger
etkisi ya da Dunning–Kruger sendromu, Cornell Üniversitesinin iki psikoloğu
Justin Kruger ve David Dunning’in tanımladığı bir algılamada yanlılık eğilimidir. Bu
varsayımda iki bilim adamı, Türkçe ‘de "cahil
cesareti" ile benzer "Yetkin olmayan
insanlar, vardıkları yanlış sonuçlar ve talihsiz seçimlerin yanlışlığını
anlayabilecek kapasiteye sahip değillerdir." görüşünü
savunmaktadır..... ". Bizdeki "Bizim çocuklar zaten biliyor
sendromu" da bu tür yetkililerin uzak görüşlerinin bir sonucu olarak
karşımıza çıkmaktadır. Bizim çocukların ne kadar bildikleri konusunda epeyce
yazı yazdım, kaynak paylaştım bu nedenle o konulara girmeyeceğim.
Aslında,
sorun bizim çocuklarda değil bu çocuklar adına karar verenlerde. Bu düşüncenin
doğruluğuna yürekten inandığım için olanak sağlanırsa "Diğerleri yapıyorsa
bizim çocuklarda yapabilir" önermesini doğrulamak amacıyla, Bahçeşehir
Üniversitesi'nde görev yaptığım dönemde bu konulardaki vizyonu tartışma
götürmeyecek olan Bahçeşehir-Uğur Eğitim kurumları kurucusu sayın Enver
Yücel'in destekleriyle okulöncesinden başlayarak Temel Eğitim'in bütün
basamaklarını kapsayacak öğrencilere Algoritmik - Bilgisayarca düşünme
becerilerini kazandırmaya yönelik bir çalışma başlatıldı. Okullar tarafında
sayın Burak Gençay ile üniversite tarafında "Okulda Üniversite"
modeli çerçevesinde sayın Şirin Karadeniz başta olmak üzere Eğitim
Fakültesi'ndeki öğretim üyeleri projeye destek verdiler. Bu konudaki
gelişmeleri kendi güncemden paylaşmaya başladım; İlk yazdığım yazıda
"...8-9
Kasım 2013 tarihlerinde Bahçeşehir Üniversitesi, Galata Kampüsünde Bahçeşehir
Kolejlerinde görev yapmakta olan 20 öğretmenin katılımıyla Kanadalı Toon Boom
firması tarafından üretilen Flip Boom Cartoon uygulamasının öğretim programı içerisinde
nasıl kullanılacağı (meşhur Teknoloji Entegrasyonu) konusunda iki günlük bir
eğitim çalışması düzenlendi. Çalışma sonucunda katılımcı öğretmenler ilgili
aracı kullanarak izledikleri müfredata uygun örnekler geliştirdiler ve
birbirleriyle paylaştılar...."
Aslında, bu
eğitimlerden önce aynı firmanın daha üst düzey iki ürünü konusunda eğiticileri
yetiştirmek amacıyla 15 gün süreyle bir etkinlik düzenlenmişti. Bu eğitimlerin
pekiştirilmesi için 2 ay sonra 10 günlük bir eğitim daha düzenlenip bunda başarılı
olanlara firma tarafından onaylanmış sertifikalar başarılı olan kişilere
verildi. Bunun amacı ileriki yaşlar için eğitimler başladığında sertifikalı bu
kişiler aracılığıyla öğretmen eğitimlerinin yapılması ve gerekli destek
gurubunun oluşturulmasıydı. Eğitimlere ek olarak, kullanılacak araç ve ortam
için gerekli olan 3M (müfredat, metot ve materyal)
Öğretmenler
okul çevresinde programları kullanmaya başlayınca çok ilginç teknoloji
kaynaştırma projelerini hayata geçirme şansını yakalamaya başladık;
"..merhaba:
10 Kasım
2013'te "Temel Eğitim 1 ve 5. Sınıf Öğrencileri Kendi Animasyonlarını Üretecekler"
diye bir yazı yazmıştım. Bu amaca ulaşmak için Öğretmenlerimize Toon Boom
firması tarafından üretilen Flip Boom yazılımı eğitimi aldırmıştık. Bu dönem
içerisinde Teknoloji Entegrasyonu nasıl yapılabilir sorunun cevabı olarak
oluşturduğumuz WEB sitesi üzerinden "BAKÖğreN (Beş Adımda Kazanım Öğrenme
Nesnesi) Tabanlı Harmanlanmış Öğrenme Ortamı Modelini kullanarak Bahçeşehir
Koleji 5. Sınıf öğrencilerimizin katılımıyla Erozyon konusunda bir ders
oluşturduk; (Burak Gençay, Erdem Çıplak ve Yankı Çelik'e çok teşekkürler).
Öğrenciler siteye kendi kullanıcı bilgileriyle girdiklerinde her bir kazanım
için oluşturulan ders örneğine ulaşabiliyorlar... "
Öğretmenlerin
yanında öğrencilerimizde boş durmadılar
".. DISTCO
(Digital Story Telling Organization) tarafından 2008 yılından itibaren K12
okullarında görev yapan öğretmen ve öğrenciler için Dijital Hikaye Anlatma
konusunda düzenlenen yarışmanın bu yılki katılımcıları arasında Bahçeşehir
Kolejlerinin 3 okulundan öğrencilerimiz de vardılar.... "
Bu
çalışmaların sonuçları kısa sürede ortaya çıkmaya başladı ve nihayet ülke
basınında da bu konuya ilgi oluşmaya başladı !
Sonuç olarak, eğer yeterince destek
olunabilirse ve uygun insan gücünün desteğiyle 3M düzgün olarak
kurgulanabilirse "Diğerleri yapıyorsa bizim çocuklarda yapabilir"
tezini büyük ölçüde hayata geçirmiş olduk. Bu sadece bir başlangıç
çocuklarımıza çağın becerileri arasında sayılan "Algoritmik - Bilgisayarca
(Computational) düşünme becerilerini kazandırıp yarının bilişim tüketicileri
olmaları yerine yarının üretici bireylerini yetiştirmek için bu çabaların ara
verilmeden devam ettirilmesi gerekmektedir. bu konudaki çabaları sürdürmek için
gerçekleştirilen örnek ortama
"Kodlama Saati" sitesinden erişilebilmektedir.
M. Yaşar Özden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder